Teknoloji düşkünü olmayanlar muhtemelen Drupal’in ismini bile duymamıştır. Duydularsa bile, IT’ci iş arkadaşlarının konuşmaları arasında azıcık açıkladıkları teknik ve mistik IT terimlerinden biri olarak kalmıştır.
Teknoloji delisi olmayan pazarlama departmanından herhangi biri ilk duyduğunda “Drupal ne ola ki?” düşünür.
Drupal için yapılmış olan bu rehber aslında hepimiz için. Her ne kadar onunla ilgili pek bilgisi olmayan IT çalışanları ve web geliştiriciler de bu yazıyı kullanışlı bulabilirlerse de, buradaki asıl hedef, nihayetinde teknisyen olmayan pazarlama bölümü temsilcileri ve kendi içerik yönetim sistemleri (CMS'leri) için değişik seçenekleri daha iyi anlaması gereken C seviyesindeki yöneticileri. Amacımız onları web sitesi tasarlamak ya da yeniden geliştirmek hakkında bir sohbette, bilgili bir şekilde, yer alabilmelerini sağlamak. Bu yazıda normalde insanlara anlaşılması zor gelen web geliştirici tabirleri ve jargonlarından uzak durulup, teknik bir terim kullanılması gereken yerlerde, bu terim basit bir şekilde açıklanacak; Bu sistemin ne olduğu, geçmişi, diğer CMS’ler ile avantajları ve dezavantajlarının karşılaştırılması yapılacak. Onun yapılmış bir kaç örnek site de okuyucuların bu sitelerin nasıl göründüğü hakkında bilgi sahibi olmaları için verildi.
Daha fazla bu konu üzerinde durmadan, teknoloji düşkünü olmayanlar için yazdığım bu rehber için keyifli okumalar diliyorum.
Drupal Nedir?
Web geliştiriciler tarafından sıkça, büyük bütçeli kurumsal web siteleri için tercih edilen, açık kaynak bir içerik yönetim sistemidir. “Açık kaynak”, kodları programlama bilen herkesin kullanımına, değiştirmesine ve eklemelerine açık olan yazılım demektir, buna rağmen “kapalı kaynak yazılım” yaratıcılarının kendi özel fikri mülküdür. Açık kaynak yazılım kullanmanın en büyük avantajları, fahiş fiyatlarda lisans ücreti gerektirmemesi ve proje ihtiyaçlarına göre herkesin özgürce değişiklik yapabiliyor oluşudur.
İçeriklerin büyük kolaylıkla üretilmesi ve yönetilmesini sağlayan bütün büyük içerik yönetim sistemleri arasında, Wordpress, Drupal ve Joomla en popüler açık kaynaklı içerik yönetim sistemleridir. Şubat 2013’te yayınlanan bir W3 raporuna göre, dünyadaki tüm web sitelerinin yüzde 17’si Wordpress, yüzde 2.7’si Joomla ve yüzde 2.3’ü Drupal altyapısı kullanmaktadır. Joomla ve Wordpress ile karşılaştırıldığında, Drupal, çoğu web geliştiricisinin kabul edeceği gibi daha zor kullanıma sahip olmasına rağmen, çok daha güçlü ve esnektir. Web geliştiricilerinin onu diğerlerinin yerine tercih etme sebebi çoğunlukla daha fazla teknik kas gücüne gereksinim duymalarıdır. Örneğin bu içerik yönetim sistemini kullanarak, üye profilleri, parola korumalı alanlar, forumlar ve mesaj panoları gibi birçok içerik türünü içeren bir sitenin kolaylıkla altından kalkılabilmektedir. Daha detaylı bir karşılaştırmaya aşağıda yer verilmiştir.
Birçok açık kaynak web platformu gibi Drupal da, kendini güncellemelerin ve yazılımın gelişmesine adamış üyelerden oluşan bir topluluğa sahip. Drupal topluluğu 800.000 kişiyi aşmış ve birlikte 18.000 modül geliştirerek sistemin kapasitesini olabildiğince geliştirmişlerdir.
Drupal’ın Geçmişi
“Drupal”, ilk olarak olarak aslında “Drop” adıyla kullanılmak istenirken “köy” anlamına gelen “Dorp” kelimesinin “Drop” olarak yanlış yazılmasından ortaya çıkmıştır. 2000 yılında Antwerp Üniversitesi’nde öğrenci olan Dries Buytaert, arkadaşlarıyla kullanacağı basit bir mesaj panosu sistemi olarak yazdı Drop’u. drop.org arkadaşları ile birbirlerine mesaj bıraktıkları, akşam yemekleri organize ettikleri ya da hayatlarına dair son gelişmeleri birbirleriyle paylaştıkları bir alan olarak hayata başladı. Aslında Facebook daha ortada yokken 8 arkadaşın kendi kurdukları bir Facebook olduğu söylenebilir.
Buytaert 2001de yazdığı kodu herkesin kullanımına ve geliştirmesine açmaya karar verdi. İsmini “Drop”tan yine Flemenkçe olan ve damla (drop) anlamına gelen “druppel” kelimesinden türemiş olan “Drupal”a çevirdi.
İlk başlarda, geçen kısa sürede kendi yazılımına olan ilgi Buyteart’ı çok şaşırttı. Hiç tanımadığı insanlar bu yeni yazılımla ile ilgili yamalar, öneriler gönderdi ve bu sayede bir mail listesi oluştu. Bu liste oldukça büyük ve samimi bir topluluğa dönüştü. Drupal da gerçek bir içerik yönetim sistemine dönüşürken, web geliştirme toplulukları arasında yapabileceklerinden ötürü yavaş yavaş bir bilinirlik kazandı.
Düğümler (node) ve Modüller.
Sade bir dille anlatacak olursak, Drupal’da kullanılan “node” (düğüm) terimi bir içerik parçasını temsil eder. Bir sayfa, bir kişi, bir yazı, bir ürün gibi her şey bir düğüm olabilir. Geliştiriciler bu sistemle çalıştıkları zaman kendi oluşturdukları düğümleri betimlemek için ve her bir düğümün sitede nasıl gösterileceğine dair oldukça zaman harcadılar.
Düğüm, aslında bir şablon olarak da düşünülebilir. Microsoft Word’ün yazarın nasıl bir belge yazdığını ve sonrasında bu belgeye uyabilecek bir şablon önerdiğini hatırladınız mı? Mesela yazar belgeye “Sevgili Adem” diyerek başlarsa, ATAÇ ADAM ekranda belirir ve “Bir mektup yazıyorsunuz sanırım” der ve bir mektup taslağı önerirdi. Düğümler de, sinir bozucu ataç adam dışında, işte buna benzer.
Bir modül ise yazılımın özelliklerini geliştiren bir kod grubudur. Yeni bir proje için kullanıcı işe Drupal’ın en temel hali olan ve oldukça az özellik içeren çekirdek modülleriyle başlar. Bu çekirdek modülleri sadece temel parçaları içeren bir Lego seti gibi düşünebiliriz. Modül eklemeyi de, kullanıcının sitenin özelliklerini arttıran kod eklemesi olarak tanımlayabiliriz. Lego benzetmesini kullanarak, bir çocuğun Legolarla, şövalyeler ve kalelerle dolu bir senaryoda oynamak istediğini düşünün, bu durumda ailenin standart bir Lego paketine ek olarak, farklı özel paketlere de ihtiyacı olacaktır. Bu yolla düşünürsek geliştiricileri tarafından üretilmiş çok sayıda farklı web sitesi ihtiyacına cevap veren özel modüller bulunur. Aynı işlevi gören kod parçacıklarını tekrar tekrar üretmek yerine, kullanıcı bu hazır modülleri sitesine ekleyerek, aynı Lego örneğinde olduğu gibi, kalesini ve şövalyelerini dileğince yaratabilir.
Drupal’ın geliştirici topluluğu sayesinde bir web geliştiricisinin hayalindeki neredeyse her şeyi karşılayabilecek bir modül bulabilmek mümkündür. Örneğin Ubercart, bir sitenin online ürün satışı için gerekli olan tüm altyapıyı içinde barındıran ve e-ticaret sitelerinde sıkça kullanılan bir modülüdür.
Bir geliştirici, topluluk içerisinde aradığı modülü bulamazsa, bu sorun ya da ihtiyacı giderecek bir modül kendisi yaratabilir. Bu paylaşımcı ve üreticilik ilkesi topluluğunun temel felsefelerinden birini oluşturur ve geliştiricileri kendi web siteleri için ürettiği modülleri, daha geniş topluluklarla paylaşmaya motive eder.
Drupal’ın Diğer Anahtar Kavramları
Düğümler ve modüller Drupal’ın temel yapıtaşlarını oluşturur. Bu düğüm ve modüller üzerinde, farklı kullanıcılar için farklı kullanım izinleri, menüler ve sitenin teması gibi, sistemin diğer kontrol mekanizmaları katmanlaştırılmıştır. Drupal, her bir katmanında geliştiriciye siteyi özelleştirme ve ayarlama üzerinde tam kontrol imkanı tanır. Onu bu kadar güçlü kılan özellik de işte bu kadar özelleştirilebilir olmasıdır fakat bu esneklik aynı zamanda, ustası olmanın da bir o kadar zor olması anlamına gelir.
Drupal ile Kurulan 7 Örnek Site
1. louvre.fr
Hiç süphesiz Louvre dünyanın en ünlü sanat müzesidir. Michelangelo’nun Davut’u, Leonardo Da Vinci’nin Mona Lisa’sı gibi eşsiz sanat eserleriyle dünya çapında bir müze doğal olarak dünya klasında bir internet sitesine sahip olmalı.
Drupal’ın bu sitedeki en büyük faydası çok dilli sitelerin kendi üzerinde hem oldukça rahat hem de başarılı bir şekilde kurulabilir oluşu olmuştur. Diğer CMS’ler Drupal’ın farklı dil desteklerindeki etkinliği gibi çoklu dil isteklerine yanıt verememektedir.
2. WhiteHouse.gov
Drupal’ın bir başka etkileyici kullanıcısı da Birleşik Devletler Beyaz Sarayı’dır. Beyaz Saray sitesinin Drupal’a geçirme kararını Medya Direktörü olan Macon Phillips şu sebeplerle açıkladı:
Güvenlik: Teknoloji düşkünü olmayanlar açık kaynak yazılımlarının bütün kodlarının herkesin kullanımına ve eklemelerine açık olmasına rağmen, bir çok geliştiricinin kapalı kaynak yazılımlara göre daha güvenli bulduğunu duyduğunda şaşırabilir. Açık kaynak savunucularının daha gelişmiş güvenlik için sunduğu argüman, Wikipedia’nın topluluk tarafından içerikli düzenlenmiş bir ansiklopedinin doğruluğu için sunduğu argüman ile birebir aynıdır: Kod üzerinde öylesine fazla göz vardır ki, muhteşem bir güvenlik açığı haline gelebilecek hatalar, çok daha hızlı bulunabilir ve düzeltilebilir hale gelmiştir.
Topluluk: Obama ofise geldiğinde, yönetiminin isteklerinden biri de, Beyaz Saray’ın sitesinin vatandaşların politik tartışmaları yapabileceği, yorumlar yazıp, soru sorabileceği gerçek bir topluluk merkezi haline getirmekti. Daha önce de belirttiğimiz gibi Drupal özellikle bu tarz topluluk kullanımına uygun içerik tipleri konusunda başarılı.
İdeoloji: Bir devletin internet sitesinden bahsederken bunu politik bir ideolojiden uzak tutmak mümkün değil. Obama’nın 2008 seçim politikasını devlet yönetimini tam şeffaflık ve hem Amerika hem de Amerika dışı, tam işbirliği üzerine kurmuş olan yönetimi için açık kaynak CMS bu ideolijinin bulunduğu temele teknoloji dalında tam uymaktadır.
3. En büyük Amerikan Plak Şirketleri
Warner Brothers Music, Universal Music ve SonyBMG. Tüm bu şirketler internet sitelerinin CMS’i olarak onu kullanıyorlar. Müzik firmalari, Zynga gibi oyun firmaları, kablo televizyon sağlayıcıları ve film/televizyon yapımcıları gibi eğlence sektöründeki ortaklıklar için Drupal’ın farklı tipte medya ve içerik oluşturma konusundaki rahatlığı, onu doğru CMS tercihi haline getirdi. Alanlarındaki en başarılı bu şirketlerin de bu yazılımı tercih etmesi de onun büyük şirketlerin kompleks web sitesi ihtiyaçlarına yanıt verebilecek yeteneğe sahip olduğunu gösteriyor.
4. Grammies
Tam da büyük plak şirketlerinden bahsetmişken, web sitesi için onu kullanan bir müzik devi daha var: Grammy.com. Plak şirketlerinde olduğu gibi, Grammies' in; video, fotoğraf ve müzik gibi farklı içerikleri, kullanıcılarına sorunsuzca sunması gerekir. Drupal bu farklı tipteki içerikleri kontrol etmeyi kolaylaştırır.
5. ING
ING Grup, Amsterdam’da kurulmuş, her türlü banka ve sigorta işlerini dünyanın her yerinde işleten Hollandalı bir finansal servis şirketidir. 2011’de Amerika’daki ana sitesini Oracle’dan Drupal’a geçirdi. Açık kaynak topluluğu için bu, Drupal’ın kapasitesinin mutlak başarısını göstermiş oldu. ING’nin Drupal kullanıyor olduğu gerçeği, onun için en büyük satış referansı oldu. Beyaz Saray’ın sitesinden de örneklenebileceği gibi dünya standartlarında bir güvenlik seviyesi sunuyor.
6. Fast Company
İş ve teknoloji dergisi olan Fast Company dergisi, 2008 yılında Drupal kullanmaya başladı. Diğer şeylerin yanında, bu esnek yazılım, derginin, kullanıcının profilinden faydalanarak, kullanıcılarının ne tarz içerikleri okumayla ya da izlemeyle ilgilenebileceği konusunda önerilerde bulunan özel bir “Öneri motoru” yaratmasına imkan verdi. Sistemlerinin yeteneklerini genişletmek için Fast Company site geliştiricilerinin yazdığı bu modül, Drupal'in hemen hemen her amacı gerçekleştirebilmek için nasıl özelleştirilebileceğinin muhteşem bir örneği.
7. Duke, Stanford, Rutgers ve MIT
Yüksek öğrenimin en elit enstitülerinde genellikle birden çok web sitesi kullanılır bu da birden fazla CMS kullanımı anlamına gelir. İsmi geçen bu okullar bu sebeple sadece Drupal’ı kullanmaz. Örneğin Duke Universitesi, Drupal, WordPress ve başka CMSler kullanmaktadır.
Peki bu kuruluşlar hangi CMS'i kullanacaklarını nasıl seçiyor? 2010’da Duke University’nin IT elemanı olan Christina Dulude dotedutguru.com’a verdiği açıklamada şöyle açıklıyor:
“Drupal’ı her ne kadar çok sevsem de her site için en iyi seçenek olmadığını ilk kabul edenlerdenim. Küçük çaplı, bağımsız departmanları olan ve sadece bilgi içerikli sayfalardan oluşan ya da haberler listesinden ibaret bir site düşünün. Ben bu site için Wordpress ya da Cascade Server tercih ederdim. Çünkü sitenin yapısı oldukça kolay ise bu CMS’ler ile siteyi çok daha çabuk inşa edebilirim. Fakat müşterinin bir blog, örnek çalışma (case study) veritabanı, karşılıklı konuşmaların olabileceği forumlar istediği durumlarda ya da daha sonradan farklı fonksiyonlar eklemek istedikleri durumlarda Drupal hiç kuşkusuz en doğru seçenek olacaktır.”
Kaynak: http://doteduguru.com/id4828-how-duke-university-is-using-drupal.html
Neden ve Hangi Durumda Drupal Tercih Edilmeli?
Christina Dulude’nin yukarıda açıkladığı gibi her web projesi Drupal’ın sağladığı çok yönlülük, güç ve esnekliği gerektirmez. Fakat geniş ve teknik olarak karmaşık web siteleri için bu sistem diğer rakiplerine karşı büyük bir üstünlük durumundadır. Sebebi şöyle:
İlk sebep maliyet. Drupal tüm diğer açık kaynak CMS’ler gibi, kurulumu ve kullanımı ücretsizdir. Microsoft SharePoint kullanım olarak onunla aynı seviyede olmakla beraber lisansı oldukça pahalı bir CMS’tir.
Drupal’a sadece temel kısım değil, hemen hemen tüm uzantıları da ücretsizdir. Aynı WordPress ve Joomla’da olduğu gibi ücretli bazı eklentiler olmakla beraber kendi topluluğu tarafından geliştirilmiş oldukça kullanışlı ve güçlü modüller ücretsizdir.
İkinci bir sebep açık kaynak yazılımın getirdiği etik anlayışı: yardımsever toplululuk desteği. Dünya çapında 800.000 geliştirici ve halihazırdaki 330.000 Drupal sitesi ile, çalışırken çeşitli zorluklarla karşılaşan ya da yönlendirilmeye ihtiyaç duyan geliştiriciler anında uluslararası bir topluluğa ulaşıp kısa sürede yanıtlanırlar. Forumlar ya da mesajlar yeterli olmazsa, kurumsal seviyede teknik desteğe ihtiyaç duyulursa Palantir, Four Kitchens ve Acquia (kurucusu olan Dries Buytaert’in şirketi) gibi danışmanlık firmaları gerekli desteği sunabiliyor.
Üçüncü bir sebep ise esneklik. Drupal’daki her şey, arkayüz bile, özelleştirilebilir. Örneğin bir B2B şirketi olan IDT, kendi web sitesinin yenilenmesi için,web tasarım firması Mediacurrent ile anlaştı. Mediacurrent bu siteyi yaparken, IDT’nin ürünlerinin kapsamlı kataloglarının sitede bulunması gerektiği için yine bu sistemi tercih etti. Tasarım firması, bu sitede günlük işleri yapacak olan kişilerin teknoloji kurdu olmadığını ve sitenin günlük işlerini yönetirken zorlanacağını düşündü ve bu sebeple, Drupal’in yönetici arayüzünü IDT için özelleştirerek, teknoloji kurdu olmayanların zorlanmadan işlerini halledebileceği kolaylıkta özel bir yönetici arayüz geliştirdi.
Dördüncü sebep özelikle e-ticaret kullanımı için önemli. Konu e-ticarete gelince Drupal mükemmel anahtar teslimi e-ticaret çözümü sunuyor. Çok sayıda büyük e-ticaret sitesi onu “e-ticaret” modülleri, çeşitli ödeme yöntemlerini desteklemesi gibi avantajları için tercih etti.
Son olarak beşinci sebep de trafik. Drupal, Beyaz Saray, Universal Music, Zynga gibi trafiği çok yoğun site örneklerinde görüldüğü gibi oldukça başarılıdır. Özel dahili bir önbellek sistemi ile, site yavaşlamaya uğramadan çok yoğun trafiğin altından kalkabilir.
Drupal’ın diğer CMS’ler ile Karşılaştırılması
Joomla ve WordPress fanları yukarıda belirtilen faydalı özelliklerin bir çoğunun diğer CMS’lerde de olduğunu söyleyebilir. Böyle düşünüldüğünde birçok geliştirici Drupal’ı diğer bu iki CMS’e niye tercih ediyor olabilir? İşte şimdi bu konuyla ilgili olarak, bu üç açık kaynak site platformlarının hakkında daha detaylı bir karşılaştırma yapacağız.
Drupal ile WordPress
Drupal çok büyük isimlerin kullandığı tek CMS değil. CNN, The New York Times, Forbes ve Reuters da WordPress’te çalışılmış siteler. Her şeye ek olarak, hiç şüphesiz WordPress kullanımı Drupal’dan çok daha kolay, özellikle de siteyi yönetecek olan kişi bir teknoloji kurdu değil ise.
Wordpress’in, son versiyonu ile birlikte yazılımını her zamankinden çok daha kuvvetli yaptığı da bir gerçek. Bu günlerde, “WordPress bloglar ve bilgi içerikli sayfalar için, Drupal da daha karmaşık siteler için en doğru cevaptır” söylemi geçerliliğini yitirmeye başladı.
Bu artılarıyla birlikte WordPress’in dezavantajları da var. En başta, WordPress ile tasarlanan birçok site, WordPress ile tasarlanmış bir site gibi durur. İyi bir tasarımcının elinde özelleştirilmiş bir WordPress teması biraz daha janjanlı olabilse de, Drupal ile kıyaslandığında tasarım yeterliliği sınırlı kalır.
Daha önce yukarıda Beyaz Saray ve ING örneklerinde bahsettiğimiz gibi, güvenlik Drupal’ın WordPress’e karşı üstünlük sağladığı alanlardan biri. Her ne kadar tartışmalı da olsa, bir çok geliştirici onun güvenliğine daha çok güveniyor. Her iki CMS'in güvenlik çerçevesinde değerlendirilmesine şu açıdan bakılabilir: Dünyadaki sitelerin %17’si WordPress üzerinde kurulmuş olduğundan, hackerlar WordPress’in güvenlik açıklarını bulup kullanmak konusunda oldukça ciddi yol katetmişlerdir. Ayrıca bir çok acemi webmaster (kişisel blog sahipleri gibi) WordPress kullanmakta ve bu siteler çok da güvenlik göz önünde bulundurulmadan yapılmış sitelerdir. Güncellenmemiş eklentiler ve garip yapılandırılmış sitelerle Wordpress kullanıcıları farkında olmadan kendini hack edilmeye müsait hale getirmişlerdir. Buna kıyasla teknoloji düşkünü geliştiriciler tarafından yapılmış, zorluk derecesi yüksek Drupal sitelerinde daha az güvenlik sorunları yaşanıyor ve bu sorunlar çok daha kısa sürelerde çözülüyor.
Son olarak, internet sitesi geliştiricileri WordPress’in bir blog yazılımı olarak tasarlandığını unutmamalılar. Tam donanımlı bir CMS olma yoluna daha sonraları ikincil bir fikir olarak geçiş yaptı. Her ne kadar şu an gerçek bir CMS olsa da, hala bir blog yazılımı hissi verdiği de bir gerçek.
Drupal ile Joomla
Joomla için aslında tam orta şekerli denebilir. Joomla, kullanıcı kolaylığı sağlam fakat daha basit bir WordPress ile güçlü fakat kullanımı zor bir Drupal arasında konumlandırır kendini. Joomla’nın arka yüzü Wordpress gibi kuvvetli ve sezgiseldir ve Joomla tıpkı Drupal gibi çokça içerik tipi kullanımı için daha kolaydır. Joomla e-ticaret siteleri için de iyi bir seçimdir.
Kullanım kolaylığı Drupal’in peşini bırakmayan ve onu Joomla ve Wordpress ile karşılaştırıldığında daha maliyetli bir çözüm haline getiren çetin bir sorundur. Bunun sebebi bir siteyi hayata geçirmek için gereken sürenin göreceli olarak daha yüksek olması ve siteyi kullanacak olan kişilerin eğitimi için gerekli sürenin de daha fazla olmasıdır.
Böylece, Drupal’ın geliştirici topluluğu yapısı diğer CMS’lerden hep daha farklıdır. O, geliştiriciler tarafından kurulan ve geliştiriciler için kurulmuş bir topluluktur. Kendi yapısından ve ruhundan kaynaklanan karakteri internetin daha erken dönemlerinde bile binlerce programcıyı bir araya getirmiştir. Bu bazen yazılım güncellemelerinin yavaşlamasına sebep olabilir çünkü süreçler karmaşıklaşır ve uzar. Buna kıyasla WordPress kendi ‘iyimser diktatörü’ Matt Mullenweg tarafından yönetilir, Joomla da daha küçük bir çekirdek geliştirici kadrosu tarafından.
CMS Karşılaştırmalarının Özeti
WordPress’i ne zaman tercih etmeliyiz?
- Site küçük ya da orta büyüklükte ise,
- Tasarım ve geliştirme hızı önemliyse,
- Site blog, dergi, küçük ölçekli bir firma gibi bir site ise,
- Kolay kullanım oldukça önemliyse,
- Sitenin günlük işlerini yürütecek olan kişi teknoloji ile çok içli dışlı değil ise.
Joomla’yı ne zaman tercih etmeliyiz?
- Site küçük orta veya büyük ise henüz devasa değil ise,
- E-ticaret içeriyorsa, mesaj bölümler ve parola korumalı içerikli ise;
- Tam donanımlı bir site gerekiyor fakat bununla ilgilenebilecek bir IT çalışanı yok ise,
- Kolay kullanım az önemliyse.
Drupal’ı ne zaman tercih etmeliyiz?
- Site kurulumda büyük ve zamanla daha da büyüyecekse,
- Site profesyoneller tarafından geliştirilecekse,
- Site multimedyadan e-ticarete, karmaşık çeşitlilikte içerikten oluşuyorsa,
- Çoklu dil desteği gerekiyorsa,
- IT grubu var ve kolay kullanım şart değilse.
Bu özetin gösterdiği gibi, sadece ve sadece tek bir ya da her konuda en iyi bir CMS vardır demek doğru değildir. Bu 3 popüler platform içinde Drupal büyük, karmaşık, yüksek bütçeli, profesyonellerce yönetilecek siteler için sıklıkla en iyi tercihtir.
Drupal’ın Geleceği
Web geliştiricilerinin hangi CMS’in projeleri için daha uygun olduğunu düşünürken hesaba katmaları gereken önemli sorulardan biri ise, “Kullanacağım bu platform, geleceğe uyumlu mu?” olmalı. Teknolojinin evriminin şu anki hızıyla, 2013’te doğru olan bir çözüm 2015 şartlarına uyum sağlayamayabiliyor.
Bilhassa, internetin geleceği, mobil bir gelecektir. Hali hazırda internete akıllı telefonlardan bakmak, laptop ya da bilgisayarlardan bakmaktan daha yaygınlaşmıştır. WordPress’in tema tasarımcıları, bu temaları mobil uyumlu hale getirmek konusunda çabuk ve başarılı oldular. Peki Drupal?
Bu soruya en basit cevap olarak, Eylül 2013’te kullanıma sunulan Drupal 8, özellikle mobil göz önünde bulundurularak tasarlanmış olması verilebilir. Birçok şirket kendi web sitelerinin mobil uyumlu olmasını göz önünde bulundurmaya ancak 2012 yılında başlamasına rağmen, Drupal kendini geleceğe ve mobil dünyaya uyumlu hale getirmeye başlaması 2010-2011 yıllarına dayanıyor. Dries Buytaert net olarak onun mobil için en iyi CMS olmasını istiyor. Bu sebeple, WordPress’te olduğu gibi daha şimdiden çok sayıda hazır tema ve modül mobil deneyimi geliştirmek için rahatlıkla bulunabilir.
Sonuç: Drupal Geniş Çaplı Web Siteleri için En Uygun Açık Kaynak Çözümüdür.
Yukarıda belirtilen tüm bu bilgilerden de anlaşılabileceği gibi, Drupal büyük, yoğun trafikli, e-ticaret içersin içermesin, çok farklı içerik tipleri olan ve zamanla büyüyecek olan siteler için en iyi CMS’lerden biridir. Daha küçük siteler WordPress ile yapılabilir, orta ölçekteki e-ticaret siteleri de Joomla ile yapılabilir, fakat yine de tasarım yeterlilikleri ve teknik kapasitesi ile Drupal ikisinden de iyi bir seçenektir. Bu her zaman tek tercih olmak zorunda değil, WordPress blog yazılımda geçmişten bugüne uzun bir yol katetmiştir. Kısacası, işinin ehli geliştiriciler tarafından geliştirilen yüksek bütçeli internet sitesi projeleri için Drupal, kesinlikle yanlış bir seçim olmaz.
Kaynak: https://www.linkedin.com/pulse/20140408060109-14091619-drupal-a-guide-for-the-rest-of-us